O Saat!!! (2)
BismillahirRahmanirRahiym
45/CÂSİYE-27
Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Ve o saatin vuku bulacağı izin günü, bâtıl olanlar hüsranda olacaklardır
45/CÂSİYE-28
Ve bütün ümmetleri diz çökmüş olarak görürsün. Bütün ümmetler kendi kitaplarına davet edilirler. O gün yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı (ceza ve mükâfat) verilir
45/CÂSİYE-29
İşte bu Bizim Kitabımız ki, size hakkı söyler. Muhakkak ki Biz, yapmış olduğunuz şeyleri tensih ediyorduk.
45/CÂSİYE-30
Fakat âmenû olanlara ve salih ameller yapanlara (Allah’a ulaşmayı dileyerek nefs tezkiyesi yapanlar) gelince, Rab’leri onları rahmetinin içine koyar. İşte bu, fevz-ül mübîndir (apaçık kurtuluştur).
45/CÂSİYE-31
Ve fakat inkâr edenlere denir ki: “Âyetlerim size okunduğu zaman kibirlenenler siz değil miydiniz? Ve siz, mücrim bir kavim oldunuz.
45/CÂSİYE-32
Ve: “Allah’ın vaadi ve hakkında şüphe olmayan o saat haktır.” denildiği zaman siz: “Biz o saat nedir bilmeyiz? Sadece bir zan olduğunu sanıyoruz. Ve biz, yakîn sahibi değiliz.” dediniz
45/CÂSİYE-33
Ve onlara, yaptıkları şeylerin kötülüğü aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı
45/CÂSİYE-34
Ve (onlara): “Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin “bugününüze kavuşmayı” unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur.”
45/CÂSİYE-35
İşte bu, Allah’ın âyetlerini alay konusu etmeniz sebebiyledir. Ve sizi dünya hayatı aldattı. Öyleyse o gün oradan çıkarılmazlar. Ve onlardan bir özür istenmez (kabul edilmez)
45/CÂSİYE-36
Öyleyse hamd, göklerin ve yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi, Allah’a mahsustur
45/CÂSİYE-37
Göklerde ve yerde büyüklük ve azamet, O’na mahsustur. Ve O, Azîz’dir, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir.
45/CÂSİYE-27
Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Ve o saatin vuku bulacağı izin günü, bâtıl olanlar hüsranda olacaklardır
45/CÂSİYE-28
Ve bütün ümmetleri diz çökmüş olarak görürsün. Bütün ümmetler kendi kitaplarına davet edilirler. O gün yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı (ceza ve mükâfat) verilir
45/CÂSİYE-29
İşte bu Bizim Kitabımız ki, size hakkı söyler. Muhakkak ki Biz, yapmış olduğunuz şeyleri tensih ediyorduk.
45/CÂSİYE-30
Fakat âmenû olanlara ve salih ameller yapanlara (Allah’a ulaşmayı dileyerek nefs tezkiyesi yapanlar) gelince, Rab’leri onları rahmetinin içine koyar. İşte bu, fevz-ül mübîndir (apaçık kurtuluştur).
45/CÂSİYE-31
Ve fakat inkâr edenlere denir ki: “Âyetlerim size okunduğu zaman kibirlenenler siz değil miydiniz? Ve siz, mücrim bir kavim oldunuz.
45/CÂSİYE-32
Ve: “Allah’ın vaadi ve hakkında şüphe olmayan o saat haktır.” denildiği zaman siz: “Biz o saat nedir bilmeyiz? Sadece bir zan olduğunu sanıyoruz. Ve biz, yakîn sahibi değiliz.” dediniz
45/CÂSİYE-33
Ve onlara, yaptıkları şeylerin kötülüğü aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı
45/CÂSİYE-34
Ve (onlara): “Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin “bugününüze kavuşmayı” unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur.”
45/CÂSİYE-35
İşte bu, Allah’ın âyetlerini alay konusu etmeniz sebebiyledir. Ve sizi dünya hayatı aldattı. Öyleyse o gün oradan çıkarılmazlar. Ve onlardan bir özür istenmez (kabul edilmez)
45/CÂSİYE-36
Öyleyse hamd, göklerin ve yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi, Allah’a mahsustur
45/CÂSİYE-37
Göklerde ve yerde büyüklük ve azamet, O’na mahsustur. Ve O, Azîz’dir, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir.
Yorumlar
Yorum Gönder